Bir kitapta okudum bu diyalogu.
-Neden bu kadar kötümsersin?
-Sen neden değilsin? *
Kötümser olmak, olaylara negatif açıdan bakmaktır. Bunun tam zıttı ise iyimser olmaktır ve her şeye pozitif bakabilmektir. Genelde, çevremiz kötümser insanlar ile doludur ve onlar sayıca daha fazladır. İyimserler, azdır hatta nadirdir. Ve, onlardan vebalıymışcasına kaçanlar vardır. Toplumda pek de sevilmezler.
Genellikle, hayalperestler iyimser insanlardır ya da iyimser insanlar hayalperestir. Gerçi, henüz aradaki ilişkiyi tam çözemedim. İyimser oldukları için mi hayalperest oluyorlar, hayalperest oldukları için mi iyimser oluyorlar? Hayalperest oldukları için iyimser olduklarına dair güçlü bir inancım var. Bu hayalperestler hayallerini kontrol edenlerdir. Yani, iyimser insanlar öyle kimselerdir ki, istedikleri hayali kurabilirler. “İyiyi düşüneceğim, iyimser hayaller kuracağım”, derler ve yaparlar da...
Kötümserler ise, realist görünürler ve herşeyi kontrol altında tuttuyor görünümündedirler. Evet, kontrol altında tuttukları şeyler vardır. Ama, hayallerini kontrol edemezler. Zaten bu sebeple, kötümserlerdir. Hayallerini kontrol edemezler ve en kötünün hayalini kurarlar. Değiştiremezler o hayali, çünkü bunun kontrolü ellerinde değildir. Ve kötümser olmalarını, ben realistim ben gerçekleri düşünüyorum, kendimi en kötüye hazırlıyorum diye aklamaya çalışırlar.
Çevremize baktığımız zaman görürüz ki, iyimser insanlar sevilmez. Onlara bazen, “Pollyanna” denilir. İyimserlikleri o kadar pembe, o kadar şeker ve o kadar cıvıktır ki adeta çilekli bir sakız, ve bu sebepledir ki kızılır onlara. Oysa, onlar güzel hayaller kurmayı bilen insanlardır. Güzeli hayal etmek için, kötüyü de bilmek lazımdır ve onlar zaten bu bildikleri için kurabilirler bu güzel hayalleri akıllarında. Kötüyü bilirler ve kötü olmayanı hayallerine katarlar. Oysa kötümserler direkt kötüyü düşünürler, zaten kötüyü bilmek için tezatına ihtiyaç yoktur. Tezatı düşünülebilirse kötümser olunmaz, zaten.
Gerçekçi görünmek için kötümser olmak lazımdır. Çünkü, kötümserseniz gerçekleri olduğu gibi görenlerdensinizdir, insanların gözünde. Oysa kimse sorgulamaz hayal kurarken sınırlarınız ne kadar geniş diye. Önemli olan, gerçekleri olduğu gibi görebiliyor musunuz ya da olabilecek en kötüyü… En kötüye hazırlıklı olmak, iyidir. herşeye hazırsanız, herşeyin üstesinden gelebilirsiniz sanılır. Oysa, herşeyin üstesinden gelmenin tek yolu hayaller kurabilmekte gizlidir.
Ve ben bu diyalogu değiştirmek istiyorum.
-Neden bu kadar iyimsersin?
-Sen neden değilsin?
* Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna adlı kitaptan alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder